SU İSRAFI
Aziz Mü’minler!
Yüce Rabbimiz, insanoğluna hem büyük
nimetler vermiş, hem de ona sorumluluklar
yüklemiştir. Gökte ve yerde bulunanları onun
istifadesine sunmuş, ancak bu nimetlerden
imtihana tabi tutulacağını da haber vermiştir.
Cenâb-ı Allah’ın lütfu ile verilen
nimetleri, gerek kendimiz kullanırken gerekse
başkalarının istifadesine sunarken israf
etmemeye, yani ölçüsüz kullanmamaya dikkat
etmeliyiz. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz
israf edenleri sevmediğini, saçıp savuranları
ise şeytanların kardeşleri olarak gördüğünü
ifade etmiştir.
Hutbemin başında okuduğum hadis-i
şerife göre ise Peygamberimiz, bir defasında
Sa’d b. Ebi Vakkâs (r.a)’ın yanına uğramıştı.
Sa’d abdest alıyor ancak suyu ihtiyaçtan fazla
harcıyordu. Peygamberimiz:
— Ey Sa’d! Bu israf nedir? diye
sorunca, Sa’d şaşırmış bir vaziyette:
— Abdestte de israf olur mu ey
Allah’ın Rasûlü? diye karşılık vermişti.
Peygamberimiz bunun üzerine:
— “Evet, akan bir nehirden bile
abdest alıyor olsan israf olur” buyurmuştur.
Değerli Kardeşlerim!
Ne yazık ki günümüzde israftan
kaçınabildiğimiz söylenemez. Özellikle çöpe
atılan ekmeklerden tutun da elektrik, su ve
zaman gibi sayısız değerlerimizi israf
etmekteyiz. Bir şeyler yıkarken ve dişlerimizi
fırçalarken açık bıraktığımız çeşmelerden
litrelerce suyu ziyan etmekteyiz. Kullanılabilir
halde olmasına rağmen birçok giysi ve
eşyalarımızı çöpe atmaktayız. Modaya uyma ve
bazen de sırf gösteriş adına birçok harcamalara
girmekteyiz. Yetkili birimlerden aldığımız
bilgilere göre, bölgemizde bazı ailelerin
harcadığı su miktarı, normalin on kat
üzerindedir. Bu ise, gereksiz yere sokakları
yıkamaktan, suyu açık bırakmaktan, veya içme
suyuyla bahçeleri sulamaktan
kaynaklanmaktadır. Oysa yeryüzünde hiçbir
kaynak ve imkân sınırsız değildir. Bizim israf
ettiğimiz su, başka bir insanın veya canlının
temel ihtiyacıdır. Boşa akıtılması kul hakkının
ihlal edilmesi demektir. Bu hususlara dikkat
edilmesi, sürdürülebilir tarım için de son derece
önemlidir. Kuruttuğumuz kaynakların
yarınlarımızı çok kötü ve zor bir hale getireceği
açıktır. Olası bir yangında susuzluk elimizi
kolumuzu bağlayacaktır. Oysa israftan uzak
kalmakla başta gelecek nesillerin ve daha bir
çok canlının hayatını güzelleştirmek
mümkündür. Örneğin, günümüzde üretilen
yiyeceklerin üçte birinin çöpe atıldığı
bilinmektedir. İsraf edilen bu yiyeceklerle
dünyada tek bir insanın dahi aç kalmayacağı
açıktır. Tabiattaki dengeyi korumak ve Allah’ın
canlılara sunduğu nimetlerden adaletle istifade
etmek ancak israftan kaçınmakla mümkündür.
Öyleyse geliniz, Allah’ın bize bahşettiği
imkânları israf etmeden kullanmaya gayret
edelim. İsrafın, Yüce Allah’ın verdiği nimetlere
karşı bir nankörlük ve saygısızlık olduğunu
unutmayalım. İsraftan kaçınmanın ise, o
nimetlere gösterilen fiilî bir saygı ve gerçek bir
şükür olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Daha
güzel bir dünya ve daha güzel bir gelecek için
gelin hepimiz elimizi taşın altına koyalım...
