Batı Virginialı öğretmen Anna Jarvis
9 Mayıs 1905'te annesini kaybetti
ve bundan iki sene sonraki ölüm yıldönümünde
evine çağırdığı arkadaşlarına
her yıl anneler günü adı altında bir kutlama yapılmasını önerdi.
Bu, zaten annesinin de sağlığında
sık sık bahsettiği,
kızına aşıladığı bir ukdeydi.
Anna, bu uğurda çalıştı çabaladı
ve ilk anneler günü
10 Mayıs 1908'de
annesinin yirmi yıl ders verdiği Grafton'daki
Andrews Metodist pazar okulu'nda
407 çocuk ve annelerinin katılımıyla kutlandı.
Anna, vaazdan sonra tüm çocuklara
annesinin en sevdigi çiçek olan karanfillerden hediye etti.
Bu öneri, temsilciler meclisi tarafından hemen benimsense de
senato, ''böyle gidersek babalar günü, dayılar günü, halakızları günü de
çıkar başımıza'' gerekçesiyle geri çevirdi kararı.
Anna tabii ki böyle şeylerden yılacak yaratılışta bir insan degildi.
Kendini buna adadı,
mektup kampanyası başlattı,
politikacılara, iş adamlarına, medyanın önde gelenlerine,
kime yazabiliyorsa ona yazdı,
çağrıda bulundu senelerce.
Zaten ülkede de kutlamalar iyice yaygınlaşmıştı,
hisli bir insan olan baskan Woodrow Wilson
1914'te Mayıs'ın ikinci pazarını anneler günü ilan etti.
Peki Anna Jarvis muradına erdi, huzura kavuştu mu?
ne gezer..
Anneler gününü ticaretleştirdikleri gerekçesiyle
davalar açtı, kaybetti;
Mutsuz bir aşk hikayesinin ardından
evlenmemeye karar verdi;
Kör kızkardeşini, evini ve sağlığını kaybedip
devletin ve arkadaşlarının yardımlarına muhtaç hale geldi.
1948 yılında seksen dört yaşında
özel bir senatoryumda öldü.
Anneler günü kaldı ondan yadigar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder