Bu sayfa Arenmahalle sakinlerinin haberleşme ve paylaşımları için kullanılmaktadır. Arenmahalle, Yunanistan'ın İskeçe şehrine aittir. Αυτή η σελίδα χρησιμοποιείται για αλληλοεπικοινωνία και για να μοιράζονται μεταξύ τους, φωτογραφίες και αναμνήσεις, οι κάτοικοι της Παλιάς Πόλης. Η Παλιά Πόλη γεωγραφικά υπάγεται στον νομό Ξάνθης στην Ελλάδα. This page is used by the residents of Old Town, to intercommunicate and share memories & photographs. Old Town is located in Greek city of Xanthi.
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
24 Ocak 2012 Salı
TÜM DEVLET HASTANELERİNDE BEDAVA ''PAP-TEST''
Yunanistan'ın genelinde bütün devlet hastaneleri tarafından, 15 yaş üzeri kadınlara bedavadan ''PAP-TEST'' uygulanacaktır. Test uygulaması 24-31 Ocak günleri arasında gerçekleşecek. Kadınlarda rastgelen ''Rahim Ağzı Kanser'' için önlem olarak yapılan testler Avrupa genelinde görünüyor. En azından senede bir kez bile olsa, önlem olarak gerçekleşen testler, kadınların sağlığında büyük rol alması gerekiyor. Aşağıdaki ''link''te yurtun genelinde randevu kapatmadan test yapabileceğiniz hastanelerin listesi yer alıyor. Sağlıklı bi yaşam için bu detaylara önem vermeliyiz. http://www.pinnokio.gr/2012/01/65-24-31-2012.html?utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook
23 Ocak 2012 Pazartesi
MEVLÜDE DAVET
Hepimizin tanıdığı ve sevdiği eski öğretmenlerden olan Hüsnü Hüseyinoğlu yakın zaman önce hayata veda edip Allah'ın rahmetine kavuşmuştu. O günden bu güne tam elli (50) gün geçmiş ki, Çarşamba (25 Ocak 2012) günü rahmetlinin ruhu için Sünnemahallesi camisinde mevlüd okunacaktır. İlgilene duyurulur. Sünnemahalle camisi, akşam namazından sonra. İskeçe şehri için 25 Ocak 2012 Akşam namazı 17:34ten itibaren.
22 Ocak 2012 Pazar
SÜRGÜN BİTTİ
Herkes onu Ali Ayazmalı olarak tanıyor, Batı Trakya’daki Türkler için yıllardır Bursa’da ve Avrupa’da verdiği yoğun mücadeleyle biliyor. 1984’te Yunanistan vatandaşlığından çıkarılan Ayazmalı, doğduğu topraklara gidemediğinden sürgün yaşamındaydı. Sürpriz gelişmeyle sürgün sona erdi…
Asıl adı Ali Korucuoğlu, ama herkes onu Ali Ayazmalı olarak tanıyor.
Batı Trakya’da, Gümülcine’nin Ayazma Köyü’nde doğdu. Kendini bildiği andan itibaren Yunanistan’da yaşayan Türklerin hakları için mücadele etti.
Ailesiyle birlikte 1964’te çalışmak için Almanya’ya gitti. Orada da mücadelesini sürdürdü.
28 Ağustos 1984’te ise Yunanistan hükümeti vatandaşlıktan çıkardı.Almanya’nın verdiği haymatlos pasaportu ile Türkiye’ye geldi.
Bu kez…
Batı Trakya Türkleri Derneği’nin kurucularından oldu, uzun yıllar yönetimlerinde görevler üstlendi. Batı Trakyalılar başta olmak üzere herkes onu, doğduğu köy nedeniyle Ali Ayazmalı olarak tanıyor.
O süreçte…
Hem Türkiye’de, hem Almanya’da Batı Trakya Türkleri Temsilcisi olarak faaliyetlerini sürdürdü. Birkaç kez de Yunanistan ve Türk pasaportlarıylaYunanistan’a gitmeye çalıştı ama her seferinde sınırdan geri çevirdiler.
Yılmadı…
Son 15 yıldır, her yıl Yunanistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na vize başvurusu yapmayı ısrarla sürdürdü. Bir yandan da Avrupa Birliği’ne başvurarak özgürlüğünün kısıtlandığını anlattı.
Derken…
Ali Ayazmalı’nın beklediği haber geçen hafta geldi ve AB’nin de etkisiyleİstanbul’daki Yunanistan Konsolosluğu bir yıllık vize verdi.
Vize…
Ayazmalı’nın 27 yıllık sürgün yaşamının bittiği doğduğu topraklara kavuşabileceği anlamına geliyor.
Nitekim…
O da bu hafta sonu ya da önümüzdeki haftanın ortasında karadan otobüsle doğduğu topraklara gitmeye hazırlanıyor.
Yolculuk programını anlatırken gözleri ışıl ışıl parlıyordu:
“27 yıldır sürgündeyim. Otobüsle İpsala’dan çıkıp Yunanistan’ın Kipi Sınır Kapısı’ndan geçeceğim ve bir saat sonra da köyümde, doğduğum topraklarda olacağım.”
Batı Trakya’da, Gümülcine’nin Ayazma Köyü’nde doğdu. Kendini bildiği andan itibaren Yunanistan’da yaşayan Türklerin hakları için mücadele etti.
Ailesiyle birlikte 1964’te çalışmak için Almanya’ya gitti. Orada da mücadelesini sürdürdü.
28 Ağustos 1984’te ise Yunanistan hükümeti vatandaşlıktan çıkardı.Almanya’nın verdiği haymatlos pasaportu ile Türkiye’ye geldi.
Bu kez…
Batı Trakya Türkleri Derneği’nin kurucularından oldu, uzun yıllar yönetimlerinde görevler üstlendi. Batı Trakyalılar başta olmak üzere herkes onu, doğduğu köy nedeniyle Ali Ayazmalı olarak tanıyor.
O süreçte…
Hem Türkiye’de, hem Almanya’da Batı Trakya Türkleri Temsilcisi olarak faaliyetlerini sürdürdü. Birkaç kez de Yunanistan ve Türk pasaportlarıylaYunanistan’a gitmeye çalıştı ama her seferinde sınırdan geri çevirdiler.
Yılmadı…
Son 15 yıldır, her yıl Yunanistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na vize başvurusu yapmayı ısrarla sürdürdü. Bir yandan da Avrupa Birliği’ne başvurarak özgürlüğünün kısıtlandığını anlattı.
Derken…
Ali Ayazmalı’nın beklediği haber geçen hafta geldi ve AB’nin de etkisiyleİstanbul’daki Yunanistan Konsolosluğu bir yıllık vize verdi.
Vize…
Ayazmalı’nın 27 yıllık sürgün yaşamının bittiği doğduğu topraklara kavuşabileceği anlamına geliyor.
Nitekim…
O da bu hafta sonu ya da önümüzdeki haftanın ortasında karadan otobüsle doğduğu topraklara gitmeye hazırlanıyor.
Yolculuk programını anlatırken gözleri ışıl ışıl parlıyordu:
“27 yıldır sürgündeyim. Otobüsle İpsala’dan çıkıp Yunanistan’ın Kipi Sınır Kapısı’ndan geçeceğim ve bir saat sonra da köyümde, doğduğum topraklarda olacağım.”
YUNANİSTAN'DAKİ KRİZ, BATI TRAKYA'DA RADYO KAPATTI
(A.A) - Yunanistan'da ekonomik kriz Türkçe yayın yapan bir radyonun kapanmasına yol açtı.
Yunanistan'ın İskeçe kentinde 24 Nisan 1994'te yayın hayatına başlayan bölgenin ilk Türkçe radyosu Tele Radio Fm, yayın hayatına son verdi.
Radyo sahibi Ramazan Ömer Recepoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle yayına son verdiğini belirtti.
Son bir kaç yıldır radyonun ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Recepoğlu, ekonomik krize yenik düştüklerini bildirdi.
Yunanistan'daki ekonomik krızin büyük etkisinin, radyonun tek gelir kaynağı olan reklam gelirlerinin düşmesine yol açtığını anımsatan Recepoğlu, şöyle devam etti.
''Batı Trakya'da yaşayan halkımızın ülkedeki ekonomik krizden bir hayli etkilenip reklam verememesinden ve maddi giderlerin, gelirlerden çok daha fazla olmasından dolayı 31 Aralık 2011 tarihinde büyük bir üzüntü içinde radyomuzu kapatmış bulunuyoruz. Eğer, ileride ekonomik açıdan bir iyileşme olursa, radyomuzu tekrar açmayı candan yürekten istiyoruz.''
Çınar Fm, City Fm, Joy Fm, Kral Fm radyolarının yayın yaptığı Şapçı (Sapes) kentinde Türkçe yayımlanan Rodop Rüzgarı Dergisi geçen yıl kapanmış, Gümülcine'deki Cumhuriyet Gazetesi de kapanma kararı almıştı.
Kaynak http://www.trakyahaberleri.com/haber-6083-komsuda-kriz-radyo-kapatti.html
21 Ocak 2012 Cumartesi
VEFAT HABERİ VE BAŞ SAĞLIĞI
VEFAT haberi!
Mahallemizin sakinlerinden olan VELİ TUNALi ( ulfet ablanin esi- nilufer ve saliha tunali nin babasi) kalp yetmezliginden aniden vefat etmistir, yarin ikindi namazindan sonra gomukecektir.allah aile ve yakinlarina sabir elini uzatmasi icin duaciyiz
14 Ocak 2012 Cumartesi
Arenmahalle'yi tanıtma videosu ''youtube''da
Mahallemizi ''youtube'' aracılığı ile tanıtma amaçlı bir video.
Son zamanların en kullanılan internet araçlarından biri olan ''youtube''. Her kimse, ne zaman olursa olsun, internette görüntülü olarak bir kişi veya bir kelime bile olsa, bir şey aramak istediğinde ''youtube''a başvurur. Böylece aradığı kişi veya nesne ile tüm bilgileri alamış olur. Kesin bu sizinde başınıza gelmiştir. Kesinlikle Arenmahalle kelimesi de eminiz binlerce defa aranmıştır ''youtube''da.
Bu yüzden biz de Arenmahallemizi en çok kullanılan sitede reklam etmeye karar verdik. Böylece yakınlarda ve uzaklarda bulunan tüm tanıdıklarımıza resimler ile geçmişte ve günlerimizdeki fotoğrafları kullanarak bişeyler becerdiğimize inanıyoruz.
Biz Arenmahalle'de yaşıyanlardan, sizlere ne kadar uzaklarda olsanız da selamlarımızı ve sevgilerimizi gönderiyoruz.
Son zamanların en kullanılan internet araçlarından biri olan ''youtube''. Her kimse, ne zaman olursa olsun, internette görüntülü olarak bir kişi veya bir kelime bile olsa, bir şey aramak istediğinde ''youtube''a başvurur. Böylece aradığı kişi veya nesne ile tüm bilgileri alamış olur. Kesin bu sizinde başınıza gelmiştir. Kesinlikle Arenmahalle kelimesi de eminiz binlerce defa aranmıştır ''youtube''da.
Bu yüzden biz de Arenmahallemizi en çok kullanılan sitede reklam etmeye karar verdik. Böylece yakınlarda ve uzaklarda bulunan tüm tanıdıklarımıza resimler ile geçmişte ve günlerimizdeki fotoğrafları kullanarak bişeyler becerdiğimize inanıyoruz.
Biz Arenmahalle'de yaşıyanlardan, sizlere ne kadar uzaklarda olsanız da selamlarımızı ve sevgilerimizi gönderiyoruz.
VEFAT HABERİ VE BAŞ SAĞLIĞI
Dün mahallemizin imamı Salih Canbaz'ın babası toprağa verildi.
Yıllardan beri mahallemizi sabır ve anlayışla imamlık görevini yerine getiren Salih Canbaz efendinin ailesi acı bir gerçek ile yüzleşti. Geçtiğimiz yıl 2011'de annesini yaşlılıktan kaybeden Salihabimiz bu yıl yüne hayatın acı yüzüyle karşı karşıya geldi. Cenaze töreni Cuma 13 Ocak 2012 ikindi namazından sonra kendi köyü Gökçepınar'da gerçekleşti. Salih abinin ailesine baş sağlığı dileyerek ALLAH'tan sabırlar dileriz. Rahmetliyi örten toprak hafif olsun, mekanı da Cennet olsun.
Yıllardan beri mahallemizi sabır ve anlayışla imamlık görevini yerine getiren Salih Canbaz efendinin ailesi acı bir gerçek ile yüzleşti. Geçtiğimiz yıl 2011'de annesini yaşlılıktan kaybeden Salihabimiz bu yıl yüne hayatın acı yüzüyle karşı karşıya geldi. Cenaze töreni Cuma 13 Ocak 2012 ikindi namazından sonra kendi köyü Gökçepınar'da gerçekleşti. Salih abinin ailesine baş sağlığı dileyerek ALLAH'tan sabırlar dileriz. Rahmetliyi örten toprak hafif olsun, mekanı da Cennet olsun.
9 Ocak 2012 Pazartesi
İSKEÇE BELEDİYESİNİN BECERİKSİZLİĞİ
Üstteki fotoğraflar, Cuma günü yağan yağmurdan sonra, yolların ne hale geldiğinin bir ıspatı. Hepimizin anladığı gibi bu görünen fotoğraflarda görünen yol mahallemizin kabristanına giden yol, eski musalla taşından az yukarı. Burası her gün komşularımızın arabalarını (servet) park ettiği yerdir. Burasının tersliği nerededir arkadaş, yağmur yağdı, toprak kaydı, Allah'ın dediği olur, diyecek olursanız çok yalnışsınız. Çünkü, burası aynı zamanda, 2011 yılının Arenmahalle sakinlerinin ve İskeçe Belediyesi arasında çıkan anlaşmaksızlığa çıkaran ''Yeni Su Deposu''nun yeridir.
Mahallemizin seçilen/görülen mütevelli heyetinin yorulmadan mücadele ettiğinin haberlerini, yakın geçmişte http://www.facebook.com/groups/132537020095990/ (facebook sayfamızda) paylaşmıştık. Hepimiz, Belediyenin ne kadar, ölülerimize ve tarihimize saygısızlık gösterdiğinin haberlerden, mütevelli heyetinden ve İskeçe seçilmiş müftüsünden öğrendik ve takip ettik. Bu mücadelenin başka yayınlamalarımızda da yer alacağı için bugünkü yazımızda fotoğraflara yetinmeye bakıcaz.
Belediye uzun zamandır sürdürdüğü kazma ve temizleme çalışmalarının aldığı yerin fotoğraflarıdır bunlar. Bu kadar önemsizlik, dikkatsizlik ve sakinlere gösterilen saygısızlık ve onların sevetlerini sıfıra saymaları, insanın düşünemiyeceği seviyeye ermiştir. Bi düşünebilirmisiniz, hergünkü gibi akşamdam arabasını o noktaya bırakmış olsaydı komşularımızdan biri, sabah uyanınca aracının kumlar altında bulsaydı, kim öderdi gerçekleşen hassarları? Adamlar memur olmalarının tadını çıkarmaya halâ devam ediyor. Bu zor zamanlarda, sıkı çnlemler alınan ve kimsenin artık zamansız ortaya çıkan masraflara tahammül edemiyeceği günlerde, adamlar düşüncesiz ve sorumsuzlukla çalışmaya devam ediyorlar.
Umarız ki bu yazımız ve içinde bulunan fotoğraflarımız, yetkili birilerinden fark edilir ve bir daha gerçekleşmemesi için tedbirler alınır. Yoksa, MİLLETİN GAZABI ACIMASIZ olur.
8 Ocak 2012 Pazar
ANTİKA RESİMLER 2
Yine eski bir fotoğraf. İlk önce gördüklerimizi anlatalım, sonrada konuları biraz açalım isterseniz. İsterseniz diyorum, çünkü bu yayımlamanın ve her bir payalaşmamızın en alt kısımlarında hem tepkinizi gösterebilirsiniz hem yorumunuzu yapabilirsiniz.
Gördüğümüz sokak, mahallemizin şehrin yeni kısmından eski kısmına giriş noktasıdır. Bu yolun sağında ve solunda bulunan evlerde halen günlerimize kadar ikamet edenlerin çoğu hristiyandır. Bunun anlamı bir ''GETO'' kapısı olduğu KESİNLİKLE değildir. Bunun anlamı aslında bir sırdır, yıllardan beri iki medeniyetin bir arada nasıl geçinebilmemin içinde saklıdır. Bizlerden önce (bu sayfayı takip edenlerin en yaşlısı kim ise, ondan bile öncekileri) bu verimli topraklarda yaşıyan iki farklı dine ibadet eden kişiler, buğünkü kişilere örnek olmalıdır. Nasıl başardıklarını az ya da çok biliyoruz. Herkes dedelerinden ninelerinden hikayeler dinlemiştir. Bize kalan mirasları, onların yaşadıklarına kulak asarak bu arkadaşlığı daha da ilerletmek tir.
Fotoğrafta başka bir ilgi çekici ise ''sakin''dir. Bu kişi çok büyük bir tartışma açabilir. Tartışma derken daha çok kimliğinin tespiti hakkında olacaktır. Çoğumuzun aklına eminim ki bir kişi hemen geliyor, o da Eminabi'dir. Eminabi derken hangisinden bahsettiğimide anlıyorsunuz, ama anlamayanlar için yazıyorum, Semihaabla'nın eşi ve Meliserabla'nın babası. Hani birisin evini tarif ederken deriz ya ''Arenmahalle'ye çıkarken Eminabi'nin köşesini dönerken'', işte o kendisi. Eminabi mahallemizin yerlilerindendir ve ailesi herkes tarafından saygı ile anılır. Tabii kesinlikle Eminabi olduğunu söyleyen birisi yoktur, varsa bize haber versinde biz de yazdıklarımızı doğrutalım.
Resimde görünen kim ise, bize bu mahallede istikamet edenlerin hayatlarınn acı çektiren bir açısını da gösteriyor, ve bu bir gerçektir. Sol kolunun biraz daha yüksekte olması, vücudunun verdiği ifade ve elinde çarşı çantası gibi görünen objekt bize ne demek istediğini anlamışsınızdır. Bu kıvırıklık mı desek, fıtıklık mı desek, anatomik belirti Arenmahallenin her bir ailesinde ve her bir evinde rastlanan bir ortopedi anormallik tir. Bu anormallikte yaşam tarzının belirtisidir. Bakmayın siz bugünkü günlerdeki araba çoğunluğu olayına, ama yirmi (20) yıl öncesi hepimiz bu diklikleri ellerimizde pazarlık dolusu çantalar ile tırmanırdık. Düşünebilirmisiniz, her Cumartesi, İskeçe pazarına inmek o kadar keyif verici bir yürüyüş iken, geri dönüşümüz ne kadar işkence olabilirdi? Kilolarla alınan yiyecekler yetmezmiş gibi, üzerine süsler, yeni giyecekler ve imkânı olanın oyuncaklarla dolu olan eller, bir de o yoğun yokuşa tırmanmak ne demekmiş? ''Ha Bismillâh'' ve... ilk durak Kemalabi'nin dükkânından sütte almak vardı. İkinci durak ''Eminabi'nin köşesi''. Ve son durak artık evlerimizn kapı önü. Nasıl düz kalır o omurga kemikleri söylermisiniz? Kaç kambur bilirsiniz?
Bu iki paragraf/olay/hatıralarda kalmak zorundayız çünkü daha paylaşılacak çooooooook fotoğraf/hatıra var. Ama unutmayın ki, bu ve diğer paylaşımlarımızın altına siz de kendi anılarınızı veya önerilerinizi yazabilirsiniz. Yazıyı okuduğunuzda tepkinizi göstermey unutmayın. Eğer bir reklâmada tıklarsanız yardım etmiş olursunuz, ve bundan dolayı desteğiniz ve takip ettiğiniz için sizlere TEŞEKKÜR ederiz.
Gördüğümüz sokak, mahallemizin şehrin yeni kısmından eski kısmına giriş noktasıdır. Bu yolun sağında ve solunda bulunan evlerde halen günlerimize kadar ikamet edenlerin çoğu hristiyandır. Bunun anlamı bir ''GETO'' kapısı olduğu KESİNLİKLE değildir. Bunun anlamı aslında bir sırdır, yıllardan beri iki medeniyetin bir arada nasıl geçinebilmemin içinde saklıdır. Bizlerden önce (bu sayfayı takip edenlerin en yaşlısı kim ise, ondan bile öncekileri) bu verimli topraklarda yaşıyan iki farklı dine ibadet eden kişiler, buğünkü kişilere örnek olmalıdır. Nasıl başardıklarını az ya da çok biliyoruz. Herkes dedelerinden ninelerinden hikayeler dinlemiştir. Bize kalan mirasları, onların yaşadıklarına kulak asarak bu arkadaşlığı daha da ilerletmek tir.
Fotoğrafta başka bir ilgi çekici ise ''sakin''dir. Bu kişi çok büyük bir tartışma açabilir. Tartışma derken daha çok kimliğinin tespiti hakkında olacaktır. Çoğumuzun aklına eminim ki bir kişi hemen geliyor, o da Eminabi'dir. Eminabi derken hangisinden bahsettiğimide anlıyorsunuz, ama anlamayanlar için yazıyorum, Semihaabla'nın eşi ve Meliserabla'nın babası. Hani birisin evini tarif ederken deriz ya ''Arenmahalle'ye çıkarken Eminabi'nin köşesini dönerken'', işte o kendisi. Eminabi mahallemizin yerlilerindendir ve ailesi herkes tarafından saygı ile anılır. Tabii kesinlikle Eminabi olduğunu söyleyen birisi yoktur, varsa bize haber versinde biz de yazdıklarımızı doğrutalım.
Resimde görünen kim ise, bize bu mahallede istikamet edenlerin hayatlarınn acı çektiren bir açısını da gösteriyor, ve bu bir gerçektir. Sol kolunun biraz daha yüksekte olması, vücudunun verdiği ifade ve elinde çarşı çantası gibi görünen objekt bize ne demek istediğini anlamışsınızdır. Bu kıvırıklık mı desek, fıtıklık mı desek, anatomik belirti Arenmahallenin her bir ailesinde ve her bir evinde rastlanan bir ortopedi anormallik tir. Bu anormallikte yaşam tarzının belirtisidir. Bakmayın siz bugünkü günlerdeki araba çoğunluğu olayına, ama yirmi (20) yıl öncesi hepimiz bu diklikleri ellerimizde pazarlık dolusu çantalar ile tırmanırdık. Düşünebilirmisiniz, her Cumartesi, İskeçe pazarına inmek o kadar keyif verici bir yürüyüş iken, geri dönüşümüz ne kadar işkence olabilirdi? Kilolarla alınan yiyecekler yetmezmiş gibi, üzerine süsler, yeni giyecekler ve imkânı olanın oyuncaklarla dolu olan eller, bir de o yoğun yokuşa tırmanmak ne demekmiş? ''Ha Bismillâh'' ve... ilk durak Kemalabi'nin dükkânından sütte almak vardı. İkinci durak ''Eminabi'nin köşesi''. Ve son durak artık evlerimizn kapı önü. Nasıl düz kalır o omurga kemikleri söylermisiniz? Kaç kambur bilirsiniz?
Bu iki paragraf/olay/hatıralarda kalmak zorundayız çünkü daha paylaşılacak çooooooook fotoğraf/hatıra var. Ama unutmayın ki, bu ve diğer paylaşımlarımızın altına siz de kendi anılarınızı veya önerilerinizi yazabilirsiniz. Yazıyı okuduğunuzda tepkinizi göstermey unutmayın. Eğer bir reklâmada tıklarsanız yardım etmiş olursunuz, ve bundan dolayı desteğiniz ve takip ettiğiniz için sizlere TEŞEKKÜR ederiz.
6 Ocak 2012 Cuma
ANTİKA RESİMLER 1
İskeçe Metropol kilisesi meydanında çekilmiş bir fotoğraf, ikinci planda mahallemizin camisi ve minaresini görebiliyoruz. İlk planda Metropolitin binasındaki çınar ağaçları, sonra soldaki kurumuş ağaç kalemizin direğiydi aynı zamanda. İskeçe 1. İlk okulun bahçesinde top oynadığımız çok olurdu. Bahçenin bir yandan kalesi olmadığı için, iki ağaç tam kale mesafesinde ekilmiş iken, direk rolünü üstlenirdiler. Yunanlı yaşımızdaki arkadaşlarla aramızda Türkiye-Yunanistan maçları genelde kavga ile zamanından önce biterdi. Mahallemizin kendi sahalarından bir tanesi olarak, diğer mahalleler ile oynadığımız maçlarda da kullanılırdı. Top çok kez Metropolit binasının haremine kaçınca, koskocaman (2 metrelik) duvarları bir hamlede geçerdik. Mahallemizin amfiteatrik olarak inşaa edilmesi, aynı anda mükemmel akustiğe sahipti. Annelerimizin çağrılarını çok net bir şekilde duyar hemen evlerimize koşardık. Fotoğrafın siyah+beyaz olması, hatıralarımızın canlanmasına daha da sebep oluyor (nedense?).
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
6 Ocak Yunanistan TAHTA ATIMI Fota/Φώτα "Theofania/Θεοφάνεια" bayramı
Yunanistan ve İskeçe'de Kutlanılan Φώτα/Θεοφάνεια (Epifani) Bayramı Φώτα (Fota) veya Θεοφάνεια (Theofania), her yıl 6 Ocak’t...
-
2024 yılı için İskeçe seçilmiş müftülüğü tarafından tertiplenecek olan Hatimlerin programı. Gğncellenmiş hali
-
Cumartesi 19 Ekim 2024 Selâ / Vefat haberi Bu sabah mahallemizde okunan selâ Kireççiler'de Vefat eden CİHAT Başoğlu içindi...
-
Çarşamba 11 Aralık 2024 Aldığımız habere göre Eski Arenmahalle sakinlerinden Almanya'da yaşayan SABRİYE Manduk Allah'ı...