Vaiz ziyareti
Mahallemizin bugünkü konuğu
İskeçe seçilmiş müftülüğü görevlisi
Aslen Şahinli, genç yaşta kaybettiğimiz Şahin Merkez camii imamının oğlu
Eyüp Aguş oğlu.
Hocamız, vaazında, Hz. Muhammed'in hayatını örnek göstererek bugünkü bizim hayatımızda da olmalı sünnetlerden konusunu açıkladı.
Maşallah. Ağzına sağlık.
Cuma hutbesi
ÇOCUK TERBİYESİ
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği
sayısız nimetlerden biri de her şeyden çok
sevdiğimiz evlatlarımızdır. Her konuda olduğu
gibi bu konuda da Rabbimiz Kur’an-ı
Kerim’de, Rasûlullah (s.a.v.) efendimiz de
hadis-i şeriflerinde bizlere pek çok nasihatte
bulunmuş ve güzel örnekler sunmuştur.
Peygamber Efendimiz, doğumun hemen
ardından çocukların durumu ve terbiyesiyle
ilgilenmiş, her konuda onlara özen göstermiştir.
Yeni doğan bir çocuğun sağ kulağına ezan, sol
kulağına kâmet okur, ardından da güzel bir isim
verip onlar için hayır duada bulunurdu. Böylece
çocuğun ilk duyduğu cümlelerin iman cümleleri
olmasını sağlardı. Mümkünse doğumun yedinci
gününde akika kurbanı keser, bu sevinçli
durumu sevdikleriyle paylaşırdı. Saçını tıraş
ederek saçlarının ağırlığınca altını fakirlere
sadaka olarak verirdi.
Çocuklar yedi yaşına
geldiklerinde ise onları yavaş yavaş namaz
kılmaya özendirir ve başta ahlâk eğitimi olmak
üzere dinimizin gereklerini öğretirdi.
Peygamber efendimizin çocuklarla olan
bu ilgisi hayatın her alanında kendisini
gösterirdi. O, çocukları bağrına basar, öper,
omzuna çıkarır, bineğine bindirir hatta sokakta
çocukların oyununa dahi katılırdı. Namaz
esnasında torunları sırtına bindiğinde, secdesini
onlar ininceye kadar uzatırdı. Onları azarlamaz
ve gördüğü hataları incitmeden düzeltmeye
çalışırdı. Camilerin çocuk sesleriyle
şenlenmesini ister, camiden kopuk bir hayatı
tasvip etmezdi. Onlara iman esaslarını ve
terbiyeyi öğrettiği gibi, sorduğu kimi
bilmecelerle çocukların zekâsını, düşünme ve
yorumlama kabiliyetlerini de geliştirirdi.
Aziz Mü’minler!
Rasûlullah (sav)’in dönemi iman, ahlâk,
edep, ilim ve amel üzerine kurulmuştur. Bizler
de onun kurduğu ve yaşadığı o güzel günleri
yeniden yaşamak; onun nâil olduğu dünyevî ve
uhrevî nimetlere nâil olmak istiyorsak,
çocuklarımızı onun gibi yetiştirmek ve onun gibi
örnek olmak zorundayız.
Ne yazık ki bugün yetiştirdiğimiz
çocukların bazen edep ve ahlâkla alâkasının
olmadığı görünmektedir. Çocuklar, bazen
ailelerinden de aldıkları cesaret ve şımarıklıkla
arkadaşlarına ve büyüklerine karşı saygısızca
davranabilmektedir. Namaz kılan, oruç tutan,
camiye giden ve başını örterek okula devam
eden arkadaşlarıyla alay dahi edebilmektedir.
Okul sonrası oturdukları park veya kafelerde
gayr-i meşru hareketler sergileyebilmektedir.
Aralarındaki konuşmaların bazen çok ağır küfür
cümleleri içerdiği görülmektedir. Bunlar, hem
onların geleceği açısından hem de anne
babaların sorumluluğu açısından son derece
üzüntü vericidir. Bu yüzden onların terbiyelerine
hassasiyetle eğilmeli; geleceğimiz olan
evlatlarımızın beyinlerini ilim, gönüllerini
maneviyat, hayatlarını edep ve ahlâk ile
süslemeli ve Rasûlullah (s.a.v.)’ın şu hadisinde
buyurduğu önerileri dikkate bu:
“Çocuklarınıza değer verin!
Onlara ikramda bulunun!
Onların terbiyelerini güzel yapın!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder