Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Resme tıklayarak bize ve sponsorumuza katkıda bulun

17 Temmuz 2025 Perşembe

Enerji içecekleri hakkında

"Enerji içecekleri sana yıllarca sürecek zararların kanatlarını takıyor"

Bir arkadaşımın oğlu, Mehmet, kahve içmiyor. Midesini bozuyormuş. Ama günde 2 enerji içeceği içiyor. Adı ne olursa olsun. Raflarda ne halt varsa. “Daha hafif” diyor. “Vitamin var” diyor. “Dedemin kahvelerine benzemiyor” diyor.

Unutuyor ki aslında beynine biyokimyasal bir elektroşok-el bombası karışımı veriyor. Unutuyor ki 1 ay önce başlayan çarpıntısı aşktan değil. Unutuyor ki 2 haftadır ellerindeki titreme gençlik heyecanı değil. Unutuyor ki geceleri uyuyamamasının sebebi, bedeninin 180 bpm hızla attığı çığlıklarla onu bu düşüncesizliğinden kurtarmaya çalışması.

Yine de Mehmet bırakmak bir yana, bunu bir sosyal statü sembolü olarak görüyor. Instagram’a kutusuyla birlikte laptop’un yanına koyup #grindmode etiketiyle paylaşıyor. Sloganlar hazır: “Bak nasıl üretkensin”, “Bak nasıl biohacker’sın”, “Bak nasıl uyanıksın ve girişimcisin.” Ve tüm bu yüzeysel gösterişin ortasında, merkezi sinir sistemi cayır cayır yanıyor.

Ve babası ona “ne var içinde bu içtiğin şeyde Mehmet” diye sormaya kalksa, alacağı cevap hazır: “Kafein, taurin, B vitaminleri… hepsi doğal!”

Peki, hayır Mehmet. Dinle şimdi beni.

Kafein, bu dozlarda, GABA'yı dağıtır ve beyne “dinlenmek neydi?” unutturur. Anksiyete, depresyon, adrenal yorgunluk tetikler. Taurin ile birlikte yüksek kafein, kalbin elektriksel yapısını değiştirir. Bu da ritim bozuklukları, ventriküler aritmiler, ani bayılmalar demektir. Bu dozlarda niasin ve “aşırı dozdaki B vitaminleri” sana fayda sağlamaz. Sinir tahribatına, yanmalara, karaciğer hasarına neden olur. Şekerler mi? Eğer saf glikoz şurubu değilse, aspartam, sukraloz, ACE-K gibi tatlandırıcılar vardır içinde. Ve bu maddeler farelerde beyin hücrelerini eritti, insan damar hücrelerinde mikropıhtılara yol açtı.

Ama çocuk “enerjiye” ihtiyaç duyuyor. Nereden bulacak?

Uyumuyor. Yağ yemiyor. Tuz almıyor. Hareket etmiyor. Mavi ışıkta yaşıyor, sürekli scroll yapıyor, internet uygulamalarından yemek söylüyor. Ne yapıyor peki? Kanatlı enerji içeceğini açıp içiyor ki, içine yüklenmiş bu mutant işletim sistemi çalışmaya devam etsin: daha çok çalış, story at, “deneyim kazan” (artık buna böyle deniyor), geç kalma, uykun gelmesin, DÜŞÜNME.

Yani, sevgili Mehmet, bu içtiğin şey “enerji içeceği” değil. Ruhsal spazmına anestezik. Yanmış bir motora sahte yağ. Kendi kendini zorlamanın zevkine kapıldığın şey.

Ve en kötüsü? Bu olay çocukları vuruyor. Ergenleri. Gençleri.

12 yaşındakiler. 14 yaşındakiler. 18-22 yaşındakiler. Sözde “ders arasında” enerji içeceği içen çocuklar. Beyinlerinde miyelin henüz tamamlanmamışken, içine bomba atan çocuklar.

Ama ebeveynler nerede? Devlet nerede? Sorumluluk nerede?

Söyleyeyim.

Market rafında, kasanın yanında. 2+1 bedava kampanyasıyla. TikTok’ta influencer’ların elinde. Spor etkinliklerinde sponsor olarak. Ve bakanlık diyor ki “yasaklayamayız.”

Sonra eve dönüyor çocuk, halsiz, panik ataklarla, beyin sisiyle, çarpıntıyla, tiklerle ve “uzmanlar” diyor ki: “Stres bu.” “Psikolojik.” “Al bir antidepresan.”

Ve böylece, o yol çiziliyor: İlk enerji içeceğinden, ilk Lexotanil’e, ilk tükenmişliğe, ilk “kendimi artık hissetmiyorum”a kadar.

Uyan Mehmet!

Enerji o rengârenk kutudan gelmiyor. Kendine saygı duyan bir sinir sisteminden geliyor. Uykundan, ışığından, yemeğinden, sınırından geliyor. Eğer SINIRI SEN koymazsan, beden koyar. Çarpışmayla. Krizle. Yıkımla.

Kendini enerji içeceği istatistiklerinden biri yapma.

Mehmet günde 2 enerji içeceği içiyordu. Bir de spordan önce içiyordu. Hep “uyanıktı”. Ta ki bir öğle vakti ekranın başında birden yığılıp kalana kadar. Doktor dedi ki “genetikmiş”. Ben diyorum: enerji içeceğiydi.

Hiç yorum yok:

Enerji içecekleri hakkında

"Enerji içecekleri sana yıllarca sürecek zararların kanatlarını takıyor" Bir arkadaşımın oğlu, Mehmet, kahve içmiyor. ...