Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Aralık 2024 Pazartesi

İskeçe’nin Saklı Cenneti: Vistonida Gölü

İskeçe’nin Saklı Cenneti: Vistonida Gölü

Vistonida Gölü’nün tarihçesi, doğa ile tarihin iç içe geçtiği etkileyici bir geçmişi barındırır. Yunanistan’ın kuzeydoğusunda yer alan bu göl, binlerce yıldır hem doğal hem de kültürel açıdan önemli bir rol oynamıştır.

Antik Dönemden Günümüze

Vistonida Gölü’nün adı, antik dönemlere kadar uzanır. Eski Yunan mitolojisinde gölün adı, bölgeyi kontrol eden Trak kabilelerinden biri olan Bistonlar ile ilişkilendirilir. Bistonlar, savaşçı özellikleriyle tanınan bir topluluktu ve bölgenin adını göle vermiştir. Ayrıca Bistonlar, mitolojik bir figür olan savaş tanrısı Ares ile de bağdaştırılır.

Antik dönemde göl ve çevresi, ticaret yollarının kesişim noktalarından biri olarak stratejik öneme sahipti. Özellikle Thasos ve Abdera gibi antik kentlerin yakınında yer alması, gölü ekonomik ve sosyal açıdan değerli bir bölge haline getirdi.

Bizans ve Osmanlı Dönemi

Bizans döneminde göl, çevresindeki manastırlarla dini bir merkez haline geldi. Bugün hala gölün kuzey kıyısında yer alan Porto Lagos köyünde, Vistonida'nın ortasında bulunan küçük adacıklarda inşa edilmiş olan Agios Nikolaos manastırı bu dönemin önemli bir mirasıdır.

Osmanlı döneminde göl, balıkçılık ve tarım faaliyetleriyle yerel ekonomiye katkı sağlamış; aynı zamanda çevresindeki köylerde yaşayan halk için geçim kaynağı olmuştur. Osmanlı yönetimi sırasında, gölün doğal kaynaklarının korunmasına özen gösterildiği bilinmektedir.

Modern Dönemde Koruma Çabaları

20. yüzyılda, göl ve çevresi, hem ekolojik hem de tarihi önemi nedeniyle koruma altına alınmıştır. Vistonida Gölü, bugün Yunanistan’ın en önemli sulak alanlarından biri olarak kabul edilmektedir ve Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmıştır. Ayrıca, göl ve çevresi Natura 2000 ağına dahil edilerek biyolojik çeşitliliği korunmaktadır.


Efsaneler ve Hikayeler

Vistonida Gölü, mitolojik ve tarihi öneminin yanı sıra halk hikayeleriyle de zenginleşmiştir. Yerel halk, gölün mistik bir atmosfere sahip olduğuna ve özellikle sabah saatlerinde gölün üzerinde oluşan sisin doğaüstü bir güzellik sunduğuna inanır. Bu tür hikayeler, göle olan ilgiyi artırmış ve ziyaretçiler için cazip bir destinasyon haline getirmiştir.

Sonuç

Vistonida Gölü, sadece doğal güzellikleriyle değil, geçmişten günümüze taşıdığı tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de dikkat çeker. Antik dönemlerden modern çağa kadar uzanan bu derin tarih, gölü yalnızca bir doğa harikası değil, aynı zamanda yaşayan bir tarih kitabı haline getirir.

Vistonida Gölü ve Zarif Flamingolar



Yunanistan’ın kuzeydoğusunda, İskeçe şehrine yakın bir noktada bulunan Vistonida Gölü, doğaseverler ve fotoğrafçılar için adeta bir cennet. Bu büyüleyici göl, sadece etkileyici manzarasıyla değil, aynı zamanda barındırdığı zengin kuş türleriyle de ünlü. Gölün en dikkat çeken misafirleri ise hiç şüphesiz zarif flamingolar.

Vistonida Gölü’nün Büyüleyici Ekosistemi

Vistonida Gölü, hem tatlı hem de tuzlu suyun birleştiği bir ekosistemdir. Bu özellik, gölü yüzlerce kuş türü ve başka canlılar için ideal bir yaşam alanı haline getirir. Gölde pelikanlar, leylekler ve ördekler gibi birçok kuş türü yaşarken, flamingolar burayı özellikle göç dönemlerinde ziyaret eder.

Flamingolar, uzun boyunları, ince bacakları ve pembe tüyleriyle göle muhteşem bir görsellik katar. Bu zarif kuşlar genellikle sığ sularda beslenir ve toplu halde hareket eder. Onları sabahın erken saatlerinde veya gün batımında gölde yüzerken izlemek, insanı doğanın dinginliğiyle buluşturur.

Doğanın İçinde Bir Kaçış

Vistonida Gölü, yalnızca kuş gözlemcileri için değil, aynı zamanda huzurlu bir mola arayan herkes için ideal bir yerdir. Gölün çevresinde yer alan yürüyüş parkurları ve gözlem noktaları sayesinde hem manzaranın tadını çıkarabilir hem de kuşların doğal yaşamını yakından gözlemleyebilirsiniz. Ayrıca, çevredeki balıkçı köylerini ziyaret ederek yerel tatların keyfini çıkarabilirsiniz.

Fotoğraf Tutkunlarına Altın Fırsat

Flamingoların göl üzerindeki silüetlerini yakalamak, her fotoğrafçının hayalini süsler. Gölün etrafındaki doğal ışık oyunları, flamingoların güzelliğini daha da vurgular. Özellikle sabahın erken saatlerinde sisin ve güneşin göldeki yansıması, eşsiz kareler yakalamanıza olanak tanır.

Nasıl Gidilir?

Vistonida Gölü, İskeçe’ye yaklaşık 25 kilometre mesafede yer alır. İskeçe’den özel araçla veya yerel turlar aracılığıyla göle ulaşabilirsiniz. Yılın her dönemi ziyaret edilebilse de, flamingoları görmek için en uygun zaman göç dönemleri olan ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.

Son Not

Doğal güzelliklerin kıymetini bilmek ve bu tür hassas ekosistemleri korumak çok önemli. Vistonida Gölü’nü ziyaret ederken doğaya saygılı olmayı ve flamingoların yaşam alanlarını rahatsız etmemeyi unutmayalım.

Eğer siz de doğanın büyüleyici güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız, Vistonida Gölü’nü mutlaka ziyaret edin. Burada sadece doğayı değil, ruhunuzu da dinlendireceksiniz.

Pazartesi 30 Aralık 2024 SELÂ / VEFAT HABERİ


Pazartesi 30 Aralık 2024
SELÂ / VEFAT HABERİ 

Bu sabah
mahallemizde okunan selâ
Aşağı mahalleden vefat eden 
(aslen Kira mahalle köyünden olan,
eski Arenmahalle sakinlerinden)
Hamdi ve Muzaffer'in babası
Dangala HASAN - Mustafa içindir.
Allah rahmet eylesin,
mekanı cennet olsun.

Cenazesi bugün,
ikindi namazından sonra
evinden kaldırılıp 
Aşağı mahalle mezarlığında
toprağa verilecektir.
Geride kalan ailesi ve yakınlarına 
başsağlığı ve sabırlar dileriz.

29 Aralık 2024 Pazar

Hamidiye köprüsü (Dr. Hikmet Cemiloğlu'nun paylaşımından esinlenerek)

Hamidiye köprüsü 41°09'54"N 24°52'44"E
(yazı içinde kullanılan fotoğraflar, Dr. Hikmet Cemiloğlu'nun sosyal medyadaki paylaşımından alıntıdır)


İskeçe Hamidiye Köprüsü: Tarihi ve Önemi

İskeçe’nin (Yunanca adıyla Xanthi) tarihi dokusu içinde önemli bir yere sahip olan Hamidiye Köprüsü, Osmanlı döneminden günümüze uzanan önemli bir yapıdır. Bu köprü, hem mimari özellikleriyle hem de bulunduğu bölgenin tarihine tanıklık etmesiyle dikkat çeker. Aşağıda, bu eşsiz yapının tarihsel süreç içinde gelişimini ve önemini bir zaman çizelgesi ile ele alacağız.


Hamidiye Köprüsü'nün Zaman Çizelgesi

1876-1909: Sultan II. Abdülhamid Dönemi


Osmanlı İmparatorluğu’nda Sultan II. Abdülhamid döneminde birçok altyapı çalışması ve mimari eser inşa edilmiştir.

Hamidiye Köprüsü de bu dönemde İskeçe’nin gelişimine katkı sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Köprü, Sultan II. Abdülhamid'in adını taşır ve onun dönemine ait mimari izleri yansıtır.


1900’lerin Başları: Osmanlı’nın Son Dönemleri


Köprü, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'daki etkisinin son yıllarında bölge halkının günlük yaşamında önemli bir rol oynadı.

Tarım ürünlerinin taşınması, ticaret ve ulaşımda stratejik bir geçiş noktası olarak kullanıldı.


1912-1913: Balkan Savaşları Dönemi

Balkan Savaşları sırasında Osmanlı'nın bölgedeki hakimiyeti sona erdi. İskeçe, Yunanistan topraklarına katıldı ve köprü bu yeni dönemin de bir tanığı oldu.

Köprü, Yunanistan yönetimi altında da kullanılmaya devam etti ve bölge halkı için önemini korudu.


20. Yüzyıl Ortaları: Koruma Çabaları

Köprü, yıllar içinde hem doğal koşullar hem de insan müdahaleleri nedeniyle çeşitli zararlar gördü.

20. yüzyılın ortalarında, köprünün korunması ve restore edilmesi için çeşitli girişimlerde bulunuldu.


2000’ler ve Sonrası: Tarihi Bir Değer

Günümüzde Hamidiye Köprüsü, İskeçe'nin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak görülmektedir.

Köprü, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekmekte ve çevresindeki doğal güzelliklerle birlikte bölgeye ayrı bir değer katmaktadır.


Mimari Özellikleri

Hamidiye Köprüsü, Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden biridir. Taş işçiliğiyle inşa edilen bu köprü, kemerli yapısı ve detaylı süslemeleriyle dikkat çeker. Köprünün inşasında kullanılan malzemeler, onun hem sağlam hem de estetik bir yapı olmasını sağlamıştır.

Günümüzde Hamidiye Köprüsü

Bugün Hamidiye Köprüsü, İskeçe’nin sembollerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Ziyaretçiler, köprü üzerinden geçerek hem tarihe tanıklık etmekte hem de çevresindeki doğal güzelliklerin tadını çıkarmaktadır.

Sonuç

Hamidiye Köprüsü, yalnızca bir ulaşım yapısı değil, aynı zamanda İskeçe’nin tarihine ışık tutan bir anıttır. Bu eşsiz yapı, Osmanlı döneminden bugüne taşıdığı izlerle tarihseverler için önemli bir durak olmayı sürdürüyor.

Eğer İskeçe’ye yolunuz düşerse, bu tarihi köprüyü mutlaka ziyaret etmeli ve onun üzerinden geçerken tarihin derinliklerine bir yolculuğa çıkmalısınız.


Hamidiye Köprüsü’nün tarihi boyunca çeşitli dönemlerde zarar gördüğüne dair bilgiler bulunmaktadır. Aşağıda bu zararların nedenleri ve çeşitleri hakkında detaylar sunulmuştur:

Zararlar ve Nedenleri

1. Balkan Savaşları (1912-1913)

Kimden ve Neden: Osmanlı ile Balkan devletleri arasındaki çatışmalar sırasında köprü, askeri geçişler ve stratejik kullanım amacıyla yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Bu dönemde çatışmaların etkisiyle fiziksel zarar görmüş olabilir.

Zarar Türü: Kemer yapılarında çatlamalar ve taşların yerinden oynaması gibi yapısal hasarlar meydana gelmiş olabilir.



2. Doğal Faktörler

Kimden ve Neden: Bölgedeki taşkınlar, yağmur ve sel gibi doğal olaylar köprüye zarar vermiştir. Köprünün üzerinden geçen suyun şiddeti, taş yapısında aşınmalara neden olmuştur.

Zarar Türü: Taşların erozyonu, kemerlerin dayanıklılığını yitirmesi ve suya dayanıklı olmayan harçların zayıflaması.


3. Yunanistan Dönemi Bakımsızlık (1913 Sonrası)

Kimden ve Neden: Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinin ardından Yunanistan yönetimi döneminde köprü yeterince korunamamış, bakım çalışmaları ihmal edilmiştir.

Zarar Türü: Zamanla yapısal aşınma, bitki köklerinin taş aralarına girerek çatlaklara yol açması.



4. Modern Dönemde İnsan Etkisi

Kimden ve Neden: Günümüzde çevredeki modern yapılar, araç trafiği ya da insan etkisi köprüye zarar vermiş olabilir.

Zarar Türü: Orijinal taşların yerinden sökülmesi, tarihi dokunun bozulması ve çevresel kirlilik.


Restorasyon Çalışmaları

Geçmişte köprüde meydana gelen zararların onarımı amacıyla çeşitli restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar, köprünün tarihi dokusunu koruyarak yeniden kullanımını mümkün kılmıştır. Ancak bu süreçte bazı restorasyon tekniklerinin uygunluğu konusunda eleştiriler de gündeme gelmiştir.

Sonuç

Hamidiye Köprüsü, hem doğal faktörler hem de insan kaynaklı sebeplerle zarar görmüş, ancak günümüzde yapılan restorasyonlar sayesinde ayakta kalmayı başarmıştır. Köprünün korunması, İskeçe’nin tarihi mirası açısından büyük önem taşımaktadır.


Hamidiye Köprüsü, Osmanlı dönemine özgü mimari ve kültürel özellikler taşıyan bir yapı olduğu için, üzerinde tarihsel ve kültürel açıdan miras olarak değerlendirilebilecek simgeler ve taş işçiliği detayları bulunmaktaydı. Bu simgelerin durumu ve korunma çalışmalarıyla ilgili bilgiler aşağıda yer alıyor:

Tarihsel ve Kültürel Simgeler

1. Osmanlı Taş İşçiliği

Özellikler: Köprüde Osmanlı taş işçiliğinin zarif örnekleri bulunmaktaydı. Köprünün kemer kısımlarında süslemeler, kitabeler ve Osmanlı’ya özgü desenler dikkat çekmekteydi.

Durumu: Günümüzde bu taş işçiliklerinin bir kısmı doğal aşınma ve zamanla yapılan uygunsuz restorasyon çalışmaları nedeniyle zarar görmüş durumdadır. Bazı süslemeler tamamen kaybolmuştur.



2. Kitabeler ve Yazıtlar

Özellikler: Köprü inşa edildiği döneme ait bir kitabeye veya yazılı bir bilgiye sahip olabilir. Sultan II. Abdülhamid dönemi eserlerinde genellikle onun adıyla ilişkilendirilen bir kitabe bulunurdu.

Durumu: Eğer köprüde bir kitabe bulunuyorsa, bu ya zamanla silinmiş ya da taşların yer değiştirmesi sonucu kaybolmuş olabilir. Ancak bazı tarihçiler, köprünün kitabesinin başka bir yere taşınmış olabileceğini belirtmektedir.



3. Dini ve Kültürel Motifler

Özellikler: Köprünün bazı taşlarında Osmanlı dönemine özgü hilal, yıldız ya da lale gibi sembollerin olması muhtemeldir. Bu motifler, Osmanlı sanatında sıkça kullanılan simgelerdir.

Durumu: Bu tür simgeler, ya doğal aşınma ya da insan eliyle yapılan tahribat sonucu zarar görmüş olabilir. Eğer koruma altına alınmamışsa, bu motiflerin günümüzdeki durumu belirsizdir.


Günümüzdeki Durum ve Koruma Çabaları

Restorasyon Eksiklikleri: Köprüde yapılan restorasyon çalışmaları sırasında bazı özgün taşların yerine modern taşlar konulmuş olabilir. Bu durum, tarihi dokunun zarar görmesine yol açmıştır.

Doğal Erozyon: Bölgenin iklim şartları nedeniyle taşların yüzeyinde aşınma meydana gelmiştir. Özellikle suyla temas eden taşlar büyük zarar görmüştür.

Turizm ve Ziyaretçi Etkisi: Köprü, turistlerin ilgisini çeken bir yer olduğundan, bazı motiflerin bilinçsizce kazındığı veya hasar gördüğü de rapor edilmiştir.


Koruma Önerileri

Belgeleme: Köprünün tüm tarihi taşları ve motifleri detaylı bir şekilde belgelenmeli, varsa mevcut yazıtlar korunmalı.

Profesyonel Restorasyon: Restorasyon çalışmaları, uzman ekipler tarafından, tarihi dokuya uygun malzemeler kullanılarak yapılmalı.

Ziyaretçi Bilinci: Turistlerin ve yerel halkın köprüyü koruma bilincini artırmak için bilgilendirici panolar yerleştirilmeli.


Hamidiye Köprüsü’nün tarihsel ve kültürel önemi, üzerindeki detayların korunmasıyla daha da anlam kazanacaktır. Bu nedenle köprü, İskeçe’nin önemli bir tarihi mirası olarak dikkatle korunmalıdır.


İskeçeli tarihçi s. Bacakidis'in ilgili paylaşımı 

İskeçe'de yayınlanan Empros (Εμπρός) gazetesinin ilgili paylaşımı:

28 Aralık 2024 Cumartesi

Cumartesi 28 Aralık 2024 Narin kızı davası kararı


Narin davasında karar bu akşam açıklanacak.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Diyarbakır Emniyet müdürlüğü ekipleri Nevzat Bahtiyar'ın aile üyeleri ile yakınlarını bilinmeyen bir yere götürerek özel güvenlik tedbiri uyguladı.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin Güran davasının karar duruşmasın için tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran duruşma salonuna getirildi. Mahkeme Heyeti'nin kararı açıklamak üzere salona gelmeleri bekleniyor.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin Güran davasında kararın belirleneceği mahkeme salonuna girişler başladı.

Mahkeme salonunda üst düzeyde güvenlik önlemleri alınıyor.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı: 
"Öğrenmek istediğiniz şeyleri anlatacağım, karar açıklandıktan sonra."

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin Güran davasında son duruşma Mahkeme Heyeti'nin TSİ 21:34'te salona girmeleriyle birlikte başladı.
İlk olarak sanık Yüksel Güran'ın ve sonrasında diğer sanıkların son sözlerinin sorulmasının ardından Mahkeme Heyeti'nin sanıklar hakkındaki kararı açıklamaları bekleniyor.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Anne Yüksel Güran’ın son sözü:
“Yüreğim yaralı. Rabbim şahidim olsun masumum.”

🚨🚨🚨#SONDAKİKA
Narin cinayetinde son sözler soruldu.

• Amca Salim: Öküz meydanda ama kimse burada değil.
• Anne Yüksel: Kızımın katili değilim.
• Ağabey Enes: Hakkımı yiyenlere hakkım helal değil.
• İtirafçı Nevzat Bahtiyar: Bana cenazeyi bana Salim verdi. Ben katil değilim.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

TSİ 19:42
SON DAKİKA | Narin cinayetinde karar açıklandı.

Amca Salim, anne Yüksel, ağabey Enes'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin davasında Güran ailesinden 3 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi:

• Anne Yüksel Güran
• Ağabey Enes Güran
• Amca Salim Güran

•Nevzat Bahtiyar'a 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

🔴 Anne Yüksel Güran, Amca Salim Güran ve Ağabey Enes Güran hakkında iştirak halinde çocuğun ölümüne sebep olma suçunu işledikleri anlaşıldığından TCK.'nın 82/1 maddesi uyarınca Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis cezası ile tutukluluk hallerinin devamına,

🔴 Nevzat Bahtiyar hakkında ise Arif Güran'ın evinde bulduğu cesedi yok etmeye çalışmak ve delilleri karartmak suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası ile tutukluluk halinin devamına karar verildi.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

🔴 Narin Güran davasında kararın açıklanmasının ardından Diyarbakır'da adaletin yerini bulduğunu ve kararın yerinde olduğunu düşünen vatandaşların araç konvoyları oluşturup korna sesleri ile şehri turlayarak kararı kutladıkları görülüyor.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin Güran cinayetinde karar.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Nevzat Bahtiyar yapılan hesaplamalara göre 11,5 ay sonra tahliye edilmiş olacak.

🚨🚨🚨#SONDAKİKA

Narin Güran cinayetinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan anne Yüksel Güran, amca Salim Güran ve ağabey Enes Güran yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeden çıkarıldı.


6 Ocak Yunanistan TAHTA ATIMI Fota/Φώτα "Theofania/Θεοφάνεια" bayramı

Yunanistan ve İskeçe'de Kutlanılan Φώτα/Θεοφάνεια (Epifani) Bayramı Φώτα (Fota) veya Θεοφάνεια (Theofania), her yıl 6 Ocak’t...